Ön görüşme ve randevu için:

Savunma mekanizması nedir?

Yazar:

Kategori:

Savunma mekanizması (defense mechanism), psikanaliz ve psikodinamik psikoterapi literatüründe merkezi bir yer teşkil ediyor. Okuyacağınız metin, “Savunma mekanizması nedir?”, “Savunma mekanizmaları nelerdir?” sorularına cevap aramaktadır. Metnin öncelikli hedefi, kendini anlamak isteyen ve dinamik psikoterapi görmek isteyen kişilerdir.

Giriş

Çok gülmek, çok ağlamak, yalan konuşmak, yalan konuşamamak, duygu hissedememek, duygularının esiri olmak, saldırganlık, korkaklık ve daha pek çok şey. Bütün bunların ortak noktası ne olabilir sizce? Benim bir cevabım var: Savunma mekanizması olabilmeleri.

Bir organizma olarak bizler, yaşama tutunabilmek, varlığımızı sürdürebilmek için bazı donanım ve becerilere sahip olmak zorundayız. Savunma mekanizmalarını da, geliştirdiğimiz, sahip olduğumuz, melekeler olarak düşünebiliriz.

Fiziksel ve ruhsal bütünlüğümüzü -konu bağlamında daha çok ruhsal bütünlüğümüzü- koruyabilmek için, savunma mekanizmaları geliştiririz.

Bir savunma söz konusuysa, bir saldırı ya da saldırı ihtimali söz konusu olmalıdır. Öyle ya, saldırı veya saldırı ihtimali yoksa, neden savunmaya geçelim, neyi neye karşı savunalım ki? Öyleyse, savunmalara bakmadan önce, saldırıya bir göz atalım isterseniz.

Saldırıyı, “fiziksel veya ruhsal bütünlüğümüze dönük her türlü tehdit” olarak düşünebiliriz. İşi çetrefil hale getirebilecek ise, söz konusu tehdidin, dışarıdan olduğu kadar içeriden (iç dünyamızdan) de gelebilecek olmasıdır.

İçeriden -psikanalitik kavramlarla düşünürsek, idden- gelebilecek tehdidi anlamak için şu örneklere bakabiliriz: Cinsel arzularınızı (id) kontrol edememekten o kadar endişe edersiniz ki, cinsel arzularınız yokmuş gibi yaşar, onları bastırırsınız (bastırma mekanizması). Acı verici duygular sizin için o kadar katlanılmazdır ki, mizah (savunma olarak) sığınağınız olur.

Savunma mekanizması nedir?

Bu bölümde, bazı kaynakların savunma mekanizması tanımlarını sizinle paylaşmak istiyorum. Her bir tanımın, zihnimizde bir açılım yaratacağını düşünüyorum.

Savunmalar, kural olarak, hoşa gitmeyen duygulanımların (affectsbazı bileşenlerini -düşünceyi (thought), duyumsamayı (sensationveya ikisini birden- bilinçli farkındalık düzeyinden kaldıran zihinsel işlemlerdir (1).

Savunma, düşünce, arzu, duygu ve düşlemleri bir şekilde bilinç dışına iterek duygusal açıdan kaçınmaya hizmet eden intrapsişik [ruhsallık-içi] bir süreç olarak görülür. Örneğin, ebeveyn ölümü gibi kişilerarası bir kayıptan bahseden ve bu kayıpla bağlantılı duygulara yönelik herhangi bir farkındalık taşımayan bir hasta, savunmacı bir süreç içindedir. Kişi için tehdit edici arzu, duygu ve deneyimleri bilinçten uzak tutmak için çok çeşitli intrapsişik süreçler kullanılabilir. Bu süreçler ya da düzenekler savunma olarak adlandırılır (9) .

Yapısal modelde, savunma mekanizmalarının bilinçdışı cinsel ya da saldırgan isteklerin farkına varılmasını önledikleri düşünülür, fakat çağdaş psikodinamik düşüncede, savunma mekanizmaları sadece dürtülerin baskılarına karşı savunma yapan araçlar olarak görülmemektedir (6).

Bugün psikodinamik değerlendirmeci, savunmaları utanç ve narsisistik kırılganlık karşısında benlik değerini koruyan, kendini terk edilme tehdidi vb. tehlikeler altında hissettiğinde (örneğin, inkar ya da önemini düşürme yoluyla) güvenlik hissini temin eden ve dışsal tehlikelerden yalıtan mekanizmalar olarak görür (6).

Savunma mekanizmaları, sadece bir duygulanıma ya da kabul edilemez bir fikre karşı savunma yapmaz, benlik ile nesne arasındaki ilişkiyi de değiştirir.

Sözlük tanımları

Burara, meraklıları için, savunma mekanizmasının ve onunla ilgili bazı terimlerin sözlük tanımlarını paylaşmak istiyorum. İlgilenenler linklere tıklayarak tanımları okuyabilirler.

Sirel KARAKAŞ’ın Psikoloji Sözlüğü

defense mechanism – savunma mekanizması

1. klasik PSİKOANALİTİK KURAM’a göre, psişik çatışmalar karşısında EGO’nun başvurduğu davranış örüntüsü. Tanımlanmış çok sayıda savunma mekanizması vardır. İnsanlar bunları kabul edilebilir olmayan, tehdit edici olan ya da ulaşılabilir olmayan BİLİNÇDIŞI dürtü, duygu, düşünce ve arzulara, acı veren anı ve deneyimlere karşı kendini savunmada; kendini, bütün bunların yol açtığı çatışma, suçluluk duygusu, öz-saygı yitimi ve eleştirilerden, temelde de KAYGI’dan korumada; kendine ve diğerlerine ait şemaları sürdürmede kullanır. Savunma mekanizmaları, yukarıda açıklanan sorunları kabul edip onlarla yüzleşmeyi, sorunlara akılcı ve çözüme yönelik yaklaşımlarda bulunmayı içermez. Bunlar gerçeğin olduğundan farklı algılanmasını sağlar, gerçeği yadsır ya da çarpıtır; kısaca, kişinin sorunlarını BİLİNÇ düzeyindeki algılama biçimini değiştirir. Ancak bu algılama biçimi, temelde, kişinin kendisini aldatmasını içerir. Bu mekanizmalarla ilgili bir başka kritik konu, kişinin, sorunla doğrudan başa çıkmadığının, bilinçdışına itilenleri orada tutmak için bazı mekanizmalar kullanmakta olduğunun bilincinde olmamasıdır.

2. güncel klinik psikolojide, savunma mekanizmaları, günlük sorunlarla başa çıkmak için kullanılan normal araçlar olarak kabul edilir. Ancak savunma mekanizmalarından herhangi birisinin aşırı kullanılması ya da OLGUNLAŞMAMIŞ SAVUNMA MEKANİZMALARI’nın kullanılması durumu psikopatolojiyle yakından ilişkilidir.

3. alan yazının savunma mekanizması olarak sıraladıklarının dışındaki psikoanalitik savunmalara bazı örnekler: algısal savunma, direnme, manik savunma, yansıtmalı özdeşim.

Savunmalar, kural olarak, hoşa gitmeyen duygulanımların (affectsbazı bileşenlerini -düşünceyi (thought), duyumsamayı (sensationveya ikisini birden- bilinçli farkındalık düzeyinden kaldıran zihinsel işlemlerdir (1).

Savunma, düşünce, arzu, duygu ve düşlemleri bir şekilde bilinç dışına iterek duygusal açıdan kaçınmaya hizmet eden intrapsişik [ruhsallık-içi] bir süreç olarak görülür. Örneğin, ebeveyn ölümü gibi kişilerarası bir kayıptan bahseden ve bu kayıpla bağlantılı duygulara yönelik herhangi bir farkındalık taşımayan bir hasta, savunmacı bir süreç içindedir. Kişi için tehdit edici arzu, duygu ve deneyimleri bilinçten uzak tutmak için çok çeşitli intrapsişik süreçler kullanılabilir. Bu süreçler ya da düzenekler savunma olarak adlandırılır (9) .

Yapısal modelde, savunma mekanizmalarının bilinçdışı cinsel ya da saldırgan isteklerin farkına varılmasını önledikleri düşünülür, fakat çağdaş psikodinamik düşüncede, savunma mekanizmaları sadece dürtülerin baskılarına karşı savunma yapan araçlar olarak görülmemektedir (6).

Bugün psikodinamik değerlendirmeci, savunmaları utanç ve narsisistik kırılganlık karşısında benlik değerini koruyan, kendini terk edilme tehdidi vb. tehlikeler altında hissettiğinde (örneğin, inkar ya da önemini düşürme yoluyla) güvenlik hissini temin eden ve dışsal tehlikelerden yalıtan mekanizmalar olarak görür (6).

Savunma mekanizmalarının özellikleri nelerdir?

Savunmaların, yukarıdaki tanımlarda dağınık -belki eksik- duran özelliklerini, Nancy McWilliams’ın Psikanalitik Tanı kitabından da hareketle şöyle maddeleyebiliriz:

  1. Savunma mekanizmaları, farkındalık alanının dışında işleyiş gösterirler. Hangi savunma mekanizmasını neden, nasıl kullandığımızı bil(e)meyiz.
  2. Çocuklar büyüdükçe, önceden bilinebilen bir sırada gelişirler.
  3. Normal kişiliğin işleyişinin bir parçasıdırlar.
  4. Stresin arttığı zamanlarda artan oranlarda kullanılırlar.
  5. Olumsuz duyguların bilinç alanında deneyimlenmesini azaltırlar.
  6. Otonom sinir sistemi aracılığıyla işleme geçerler.
  7. Aşırı kullanıldıklarında psikopatoloji ile bağlantılı hale gelirler (2).

Savunma mekanizmalarımızı neye göre seçiyoruz?

Hangi savunma mekanizmalarını kullanacağımızı şu dört faktör belirliyor:

  1. Kişinin bireysel mizacı
  2. Kişinin erken çocuklukta maruz kaldığı sıkıntıların doğası
  3. Ebeveynlerin veya diğer asli figürlerin kişilerin model olarak çocuğa aktardıkları -ve bazen özellikle öğrettikleri- savunmalar
  4. Belirli savunmaları kullanmanın deneyimsel sonuçları (2).

Savunma mekanizmaları nelerdir?

Bu bölümde, Jerome S. Blackman’ın, Zihnin Kendini Koruma Yolları kitabında ele aldığı 101 savunmayı paylaşmak istiyorum. Kitapta, söz konusu savunmalarla ilgili ayrıntılı bilgilere ulaşılabilir. Buradaki alıntıda, çok kısa açıklamalarla yetinmek durumundayız. Zamanla, bazı mekanizmalarla ilgili ayrıntılı içerikler hazırlamayı da planlıyorum.

Jerome S. Blackman’ın listelediği 101 savunma mekanizması şunlardır:

1. Yansıtma (Projection): Kendinizde olan bir şeyi başka bir insana atfedersiniz.

2. İçe Atma (Introjection): Bir başka insana dair bir imge oluşturursunuz.

3. Halüsinasyon (Hallucination): Gerçeklik testi olmaksınız, dilekler, yorumlar, hayaller veya eleştiriler gibi, düşünmemeye çalıştığınız şeyleri gördüğünüzü veya duyduğunuzu sanırsınız.

4. Yansıtmalı Özdeşim (Projective Identification): Bu terimin üç yaygın kullanım biçimi vardır:

  • Bir başkasına kendinizden o kadar çok şey yansıtırsınız ki onu büyük oranda çarpıtmış olursunuz.
  • Kendi hoşa gitmeyen duygulanımınızı bir başkasında uyandırmak (garibe yoldaş gerek).
  • Kendi hoşa gitmeyen duygulanımınızı bir başkasında uyandırmak artı kendinizi o kadar kötü hissettirmiş olan kişi gibi davranmak.

5. Yansıtmalı Suçlama (Projective Blaming): Kendi sorununuz için haksız yere başkasını suçlarsınız.

6. İnkar (Denial): Gerçekliğinizin algıdan ibaret olduğunu varsayarsınız (gerçeklik hissi işlevseldir):

  • Özünde İnkar (Denial per se): Ezici kanıtın varlığına rağmen gerçekliğin reddi.
  • Davranışla İnkar (Denial in deed): Simgesel olarak “Bu çirkin gerçeklik doğru değil.” diyen davranış.
  • Hayalde İnkar (Denial in fantasy): Yanlış inanışları dürdürerek gerçekliği görmek zorunda kalmamak.
  • Sözle İnkar (Denial by words): Bir gerçekliğin yanlış olduğuna kendinizi inandırmak için özel kelimeler kullanmak.

7. Aynılaşma (Kendilik-Nesne Kaynaşması) (Dedifferentiation (Self-Object Fusion)): Bir başkasının, olmanızı istediği her neyse o şekilde olursunuz.

8. Bölme (Splitting): Bazı insanları saf düşman bazılarını saf sevgi dolu görürsünüz veya sevdiğiniz şeytandan nefret edersiniz.

9. Canlıcılık (Animism): İnsan olmayan varlıklara insan nitelikleri verirsiniz.

10. Nesneleştirme (Deanimation): Gördüğünüz kişi insan değildir, o yüzden üzülmenize gerek yoktur.

11. Karşıt Tepki Geliştirme (Reaction-Formation): Tam tersini hissedersiniz (örneğin, o kadar iyi olursunuz ki kızgın olduğunuzu anlayamazsınız.

12. Tersine Çevirme ve Ritüeller (Undoing and Rituals): Vicdanınıza (üst benlik) karşı gelirsiniz veya kendinizi suçlu hissettiren bir şey yaparsınız ve bir başka sembolik edim yoluyla kendinizi cezalandırarak telafi edersiniz.

13. Yalıtma (Duygulanımı) (Isolation (of Affect)): Duygulanımın duyumsama/his bileşeninin farkında değilsinizdir.

14: Dışsallaştırma (Externalization): “Toplumun” sizi eleştireceğini düşünürsünüz ama aslında ama aslında siz kendinizi suçlu hissediyorsunuzdur.

15. Kendine Saldırma (Turning on the Self): Birine kızgınsınızdır ama onun yerine kendinize saldırırsınız/kendinizi öldürürsünüz.

16. Karşı Gelme Davranışı (Negativism): İşbirliği yapmayı reddeder, diğer insanlara küçümseyici biçimde davranırsınız.

17. Bölmeleme (Compartmentalization): Kendinizi bağlantılar kurmaktan alıkoyarsınız.

18. Düşmanca Saldırganlık (Hostile aggression): Hoşa gitmeyen duygulanımı saklamak için kavgaya girişirsiniz.

19. Yer Değiştirme (Displacement): Bir kişiye karşı hislerinizi başka birine veya duruma kaydırırsınız.

20. Simgeleştirme (Symbolization): Zihinsel işlevselliğin bazı yönlerine mantıksız anlam yüklersiniz.

21. Yoğunlaşma (Condensation): Farklı fakat birbirine yakın duran fikirleri kaynaştırırsınız.

22. Yanılsama Yaratma veya Hayal Kurma (Illusion Formation or Daydreaming): Üzücü veya hoşa giden bir sahneyi bilinçli olarak canlandırırsınız ve hayal olduğunu bilirsiniz.

23. Gerçeklerden Sapma (Prevarication): Bilerek, belli bir nedenle yalan söylersiniz.

24. Boşluk Doldurma (Confabulation): Bilmeden, öz saygınızın düşüklüğünü gidermek için yalan söylersiniz.

25. Bastırma (Repression): İstemeden birtakım düşünceleri unutursunuz.

26. Negatif Halüsinasyon (Negative Hallucination): Gözünüzün önünde olan üzücü bir şeyi görmezsiniz.

27. Libidinal Gerileme (Psikososyal Gerileme) [Libidinal Regression (Psychosexual Regression)]: Cinsellikten ve iddialı olmaktan korkarsınız, o yüzden, bunun yerine bağımlı (oral) veya inatçı (anal) olursunuz.

28. Ego Gerilemesi (Ego Regression): Bu terimin üç kullanım biçimi:

  • Bir işlevi kesintiye uğratma (Interference with a function): Benlik işleviniz veya benlik gücünüz çalışmayı durdurur, böylece hoşa gitmeyen bir şeyi hissedemezsiniz.
  • Daha önceki savunma mekanizmalarına dönüş (Reversion to earlier defense mechanisms): Gelişimin erken evrelerinden birinde ortaya çıkmış savunma mekanizmalarını kullanmaya başlarsınız.
  • Etkisiz savunma işlemleri (Inefficient defensive operations): Savunmalarınız duygulanımı bilinçdışına atamaz ve bu başarısızlık sizi cezalandırarak rahatlatır.

29. Zamansal Gerileme (Temporal Regression): Mevcut çatışmayı düşünmemek için daha önceki zamanlara odaklanırsınız.

30. Topoğrafik Gerileme (Topographic Regression): Acı verici gerçeklikten kaçınmak için düş kurarsınız.

31. Baskılama (Suppression): Kasıtlı olarak unutmaya çalışırsınız.

32. Hayalle Özdeşim (Identification with a Fantasy): En sevdiğiniz kahraman gibi davranırsınız.

33. Ebeveynlerin Bilinçli veya Bilinçsiz Dilek/Hayalleriyle Özdeşim (Identification with Parents’ Unconscious or Conscious Wishes/Fantasies): Ebeveynlerinizin yasakladıklarını yaparsınız, onların çarpık isteklerini eyleme vurursunuz ve cezalandırılırsınız.

34. İdeal İmge veya Nesneyle Özdeşim (Identification with the Ideal Image or Object): Harika olduğunu düşündüğünüz biri gibi düşünür ve davranırsınız.

35. Saldırganla Özdeşim (Identification with the Aggressor): Biri size kötü davrandığı için siz de birine kötü davranırsınız. Bu da öfke hissetmenizi engeller.

36. Kurbanla Özdeşim (Identification with the Victim): Mağdur edilmenize izin vererek veya yol açarak bir başkası gibi davranırsınız. Bunu bir kurtarılma isteği veya kendi öfkeniz veya suçluluğunuzu başınızdan atmak için yaparsınız.

37. Kayıp Nesneyle Özdeşim (Identification with the Lost Object): Sevdiğiniz ve kaybettiğiniz biri gibi davranırsınız. Ona ait şeyleri saklar ve asla arkasından ağlamadığınızda, “yerleşik patolojik yas” tutuyorsunuzdur.

38. İçe Atılanla Özdeşim (Identification with the Introject): İçe attığınız birini üstbenliğinizin parçası haline getirirsiniz.

39. Saldırganı Baştan Çıkarma (Seduction of the Aggressor): Cinsel olarak veya yaranma yoluyla birini baştan çıkararak korkunuzu hafifletirsiniz.

40. Bilinçaltındaki Güdüleri İyiye Yönlendirme (Sublimation): Simgesel olarak bir hayali temsil eden bir etkinlikte bulunursunuz.

41. Kışkırtma (Provocation): İnsanların sizinle birlikte olmalarını veya sizi cezalandırmalarını veya ikisini birden sağlarsınız.

42. Mantıksallaştırma (Rationalization): Genellikle birtakım gerçeklikleri reddettikten sonra gerilimi hafifletmek için bahaneler bulursunuz.

43. Kafa Yorma (Rumination): Sorunları çözmek için “aşırı analiz” eder ve “havanda su döversiniz”.

44. Korkuyu Arama (Counterphobic Behavior): Sizi korkutan şeyi yaparsınız.

45. Aklileştirme (Intellectualization): Tuhaf bir davranış teorisi tutturursunuz.

46. Sosyalleşme ve Uzaklaşma (Socialization and Distancing): Sosyal yeteneğinizi, acı verici düşüncelerden kendinizi uzak tutmak için kullanırısnız.

47. Bir Ego İşlevinin İçgüdüselleştirilmesi (Instinctualization of an Ego Function): Bir benlik işlevine simgesel anlam yüklersiniz. (örn. “Bulaşık yıkamak kadın işidir.” mantıksız biçimde belli bir işi cinsiyetle eşdeğer kılmaktadır.

48. Bir Ego İşlevinin Engellenmesi (Inhibition of an Ego Function): İçgüdüselleşmiş benlik işleviniz suçluluk hissi ile çatışır, bu yüzden işlevi engellersiniz (örn. Kitap okuyamazsınız, çünkü okumak, yasaklanmış cinsel etkinlikle eşdeğer kılınmıştır.)

49. İdealleştirme (Idealization): Aşağıdaki nedenlerle, birini aşırı değerli görürsünüz:

  • Narsisizm (Narcissism): Kendi yetersizliğinizden duyduğunuz utancı hafifletmek için.
  • Narsisizm (Narcissism): Kişiyi abartılı kendilik imgenizle kaynaştırırsınız (kendilik nesnesi).
  • Sevgi (Love): Hayal kırıklığı yaşamamak için.
  • Aktarım (Transference): Küçükken harika bir ebeveyn gibidirler.

50. Değersizleştirme (Devaluation): Kendi öz saygınızı korumak için birini küçümsersiniz.

51. Mizah (Humor): Acı verici duygulanımdan kaçınmak için şakalaşmayı kullanırsınız. Aşırı heyecanlı hale gelirseniz hipomanik olursunuz.

52. Somutlaştırma (Concretization): Soyut düşünmeyi bırakırsınız (düşünebildiğiniz halde); ilişkilerin sizi mutsuz ettiğini düşünmekten kaçınmak için “kimyasal bir dengesizliği” suçlarsınız veya bir virüs ararsınız.

53. Özdeşleşmeme (Disidentification): Ebeveynlerinizden biri gibi olmamaya çalışırsınız.

54. Grup Kurma (Group Formation): Cinsel dürtülere karşı korunmak için etrafınızı insanlarla kaplarsınız.

55. Çilecilik (Asceticism): İnsanlarla temastan kaçınırısnız.

56. Kendi Cinsiyetinden Nesne Seçimi (Ipsisexual Object Choice): Kendi cinsiyetinizden “kankanız” heteroseksüel uyarılma korkusunu hafifletir.

57. Bir Duygulanımdan Kaçınıp Başka Bir Duygulanıma Odaklanma (One affect versus Another): Bir duygudan kaçınmak için başka bir duyguya odaklanırsınız.

58. Aşırı Soyutlama (Hyperabstraction): Teorilerin suyunu çıkarırsınız. Gerçekliği inkar edip yeniden yapılandırıyorsanız muhtemelen psikotiksiniz.

59. Ketumluk (Reticence): Keşfedilmemek için konuşmaktan kaçınırsınız.

60. Gevezelik (Garrulousness): Çok fazla konuşursunuz ama çok ayrıntılı değildir veya yüzeyseldir.

61. Kaçınma (Avoidance): Yarattıkları çatışmalar nedeniyle, belli durumlardan kaçınırsınız.

62. Edilgenlik (Passivity): Saldırganlık durumunda, otomatik olarak uyumlu veya teslim olan bir tavır takınırsınız.

63. Büyüklenmecilik/Tümgüçlülük (Grandiosity/Omnipotence): Siz Tanrı’nın dünyaya armağanısınızdır, özel güçleriniz vardır.

64. Edilgenden Etkine Geçiş (Passive to Active): “Sen beni kovamazsın, ben istifa ediyorum.” Kendi mağduriyetinizi kontrol altın alırısınız.

65. Bedenselleştirme (Somatization): Oral, cinsel veya düşmanca dürtülerle olan çatışmalardan kaçınmak için bedeninize odaklanırsınız.

66. Normalleştirme (Normalization): Apaçık bir psikopatoloji olmasına rağmen kendinizi normal olduğunuza inandırırsınız.

67. Acıklı Hale Getirme (Dramatization): Fark edilmeye dair çatışmayı hafifletmek için konuşmanıza duygu katarsınız.

68. Dürtüsellik (Impulsivity): Gerilimi veya hoşa gitmeyen duygulanımı yatıştırmak için cinsellik, yeme, içme veya düşmanlığı kullanırsınız.

69. Madde Kullanımı (Substance Abuse): Hoşa gitmeyen duygulanımları gidermek için bir karışım kullanırısnız.

70. Yapışma (Clinging): Sizi reddeden bir insana sıkıca sarılırsınız.

71. Sızlanma (Whining): Şikayet ederken, sizinle ilgilenilmesi yönündeki isteğinizin bebeksi niteliğini görmezsiniz.

72. Sözde Bağımsızlık (Pseudoindependence): Maskeli Süvari gibi olursunuz, kimsenin size yardım etmesine izin vermezsiniz.

73. Patolojik Özgecilik (Pathological Altruism): Filli olarak yansıtma ve kurbanla özdeşim: Oral dürtüleri inkar ederek, onları muhtaç durumdakine yansıtır ve böylece dolaylı olarak beslenmiş hissedersiniz.

74. Delirdiğine İnandırma (Gaslighting): İnsanların ruh sağlığını bozar veya bozuk olduğuna inandırırsınız.

75. Azımsama (Minimization): Acı verici bir gerçekliğin farkındasınızdır ama bu gerçekliğe çok az ağırlık verirsiniz.

76. Abartma (Exaggeration): Bir şeyi çok fazla büyütürsünüz.

77. Genelleme (Generalization): Birinden nefret etmemek için o kişiyi kötü bir grubun parçası olarak görürsünüz.

78. Gerçekliği Yeniden Yapılandırma (Reconstruction of Reality): Gerçekliği reddettikten sonra bir durumu yeniden icat edersiniz.

79. Aktarım (Transference): Geçmiş durumların ve ilişkilerin anılarını mevcut bir insana atfedersiniz. Sonrasında, eski savunmaları kullanarak, geçmişi unutmaya ya da onu simgesel olarak yeniden yaşayarak veya sonunu değiştirerek geçmişe hakim olmaya çalışırsınız.

80. Çözülerek Ayrılma (Dissociation): (1) Kendinize dair bir yönü bütünüyle unutursunuz. Eğer ona isim de verirseniz, muhtemelen psikotiksinizdir. (2) Kendinizi birine tanımlatır, sonra onun fikirlerini reddedersiniz.

81. Işıktan Korkma (Photophobia): Skopofilik (bakma hazzı) dürtülerinizi önlemek için ışıktan kaçınırsınız.

82. Kayıtsızlık (Apathy): Herhangi bir etkinlikte bulunmaya dair özel bir ilginiz yoktur.

83. Başkalarını Korkutma (Zorbalık) (Intimidation of Others—Bullying): Kendi kaygılarınızı hafifletmek için başkalarını tetikte bırakırsınız.

84. Eksikliklerin Yerini Doldurma (Compensation for Deficiencies): Sizden daha bütünleşmiş halde olanları aforoz edersiniz.

85. Ruhsal Kökenli Tik (Psychogenic Tic): Gerilimi/öfkeyi hafifletmek için seğirtmek.

86. İçe Bakış (Introspection): Gerilimi hafifletmek veya dış gerçeklikten kaçınmak için derin düşüncelere dalarsınız.

87. Şartlı Kabul (Qualified Agreement): Asilikten kaçınmanın bir yolu olarak kısmen hemfikir olursunuz.

88. Bir Ego Zayıflığının İçgüdüselleştirilmesi (Instinctualization of an Ego Weakness): Duygulanım toleransı veya dürtü kontrolündeki zayıflığınıza cinsiyetçi bir anlam yüklersiniz.

89. Sahtelik (Inauthenticity): Sahte davranırsınız. Alışkanlık haline getirmiş olabilirsiniz.

90. Aşırı Mantıksallık (Hyper-Rationality): Duygulanımlardan kaçınmak için ikincil süreçleri kullanırsınız.

91. Muğlaklık (Vagueness): Ayrıntıları gizlersiniz.

92. Aşırı Estetikçilik (Hyper-Aestheticism): Gerçeklik veya duygulanımlardan kaçınarak güzellik veya hakikate girersiniz.

93. Yüzeysellik (Glibness): Rahatlıkla konuşursunuz ama pek bir şey anlatmazsınız.

94. Fiziksel Şiddet (Physical Violence): “Nesneyi etkisiz hale getirerek” nefretinizi durdurursunuz.

95. Yaralı Nesneyle Özdeşim (Identification with the Injured Object): Kendinize tanıdığınız (ve bazen de sevdiğiniz) yaralı kuşları model alırsınız.

96. Biçimsel Gerileme (Formal Regression): Mantıksal, zamana dayalı düşünceyi bırakırsınız.

97. Sürekli Tetikte Olma (Hypervigilance): Tamamen gereksiz olduğunda bile, bir gözünüzü sürekli açık tutarsınız.

98. Geleceğe Aktarma (Temporal Displacement to the Future): “Şöyle olsaydı…” veya “Birgün …” diye hayal kurarsınız.

99. Yorgunluk (Fatigue): Yorgun hissedersiniz ama fiziksel bir rahatsızlığınız yoktur.

100. Açıksözlülük (Frankness): Dürüst ve dobrasınızdır ama bu gerçek düşünce ve hislerinizin üstünü örter.

101. Kendine Dair Eleştiriyi Nesneye Yöneltmek (Turning Self-Criticism onto the Object): Kendinizi paylamak yerine bir başkasını eleştirirsiniz.

Referanslar
  1. Blackman, J. S. (2014). Zihnin kendini koruma yolları: 101 savunma (Ö. Karakuş, Çev.). Psikoterapi Enstitüsü.
  2. McWilliams, N. (2020). Psikanalitik tanı: Klinik süreç içinde kişilik yapısını anlamak (E. Kalem, Çev.). İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
  3. Wallace, E. R. (2012). Dinamik Psikiyatri: Kuramı ve uygulaması (H. Atalay, Çev.). Okuyan Us Yayınları
  4. Freud, A. (2004). Ben ve savunma mekanizmaları (Y. Erim, Çev.). Metis Yayıncılık.
  5. Palombo, J., Bendicsen, H. K. & Koch, B. J. (2018). Psikanalitik gelişim teorileri rehberi. (F. B. Helvacıoğlu, Çev.). Psikoterapi Enstitüsü.
  6. Gabbard, G. O. (2010). Uzun-süreli psikodinamik psikoterapi (H. Atalay, Çev.). Türkiye Psikiyatri Derneği.
  7. Öztürk, M. O. (2020). Psikanaliz ve psikoterapi. Türkiye Psikiyatri Derneği.
  8. Spancer, N (2018, Şubat). The wisdom of defense mechanisms. PsychologyToday. https://www.psychologytoday.com/us/blog/insight-therapy/201802/the-wisdom-defense-mechanisms
  9. Safran, J. D. (2014). Psikanaliz ve psikanalitik terapiler (G. Akkaya, Çev.). Okuyan Us.

Uyarı: Bu sitedeki içerikler tanı ve tedavi amacıyla kullanılamaz, sadece bilgi edinme amacıyla kullanılabilir.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir