Okuyacağınız metin Psychodynamic Therapy: A Guide to Evidence-Based Practice kitabının çevirisidir.
Giriş
COVID-19 pandemisi bize daha fazla düşünme fırsatı verdi. Hayatımızda gerçekten önemli olan şeyleri ve dikkat dağıtıcı unsurları sorguladık. Ailelerimizi, işlerimizi ve dünyamızın ne kadar kırılgan hale geldiğini -ya da, belki de her zaman öyle olduğunu- düşündük. Birimiz psikiyatrist, ikimiz klinik psikolog olarak, mesleki odağımızı yeniden değerlendirdik: Psikodinamik terapi, anlam oluşturan bir süreç ve bilimsel olarak doğrulanmış bir tedavi yöntemi olarak hayatımızın merkezinde yer alıyordu. Belki de bu kırılgan, teknoloji odaklı, medya aracılığıyla şekillenen ve politik olarak çalkantılı dünyada, psikodinamik farkındalığa her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olacak. Bu nedenle, en güncel ampirik bulguları düşüncelerimize dahil etmek, psikoterapi bağlamında ırk, kültür, cinsiyet ve cinselliğe dair farkındalığımızı genişletmek ve telepsikoterapinin sunduğu olanakları değerlendirmek istedik. Tüm bu konuları ele almak ve daha kişiselleştirilmiş bir psikodinamik terapi yaklaşımını teşvik etmek amacıyla Psychodynamic Therapy: A Guide to Evidence-Based Practice kitabının ikinci baskısını yazmaya karar verdik.
Yazarlarımızdan Rick Summers, Pennsylvania Üniversitesi Psikiyatri Bölümü’nde Asistan Eğitimi Eş Direktörü olarak neredeyse yirmi yıl boyunca görev yaptı. Hem tanısal değerlendirmeye ilgi duyan genel bir psikiyatrist hem de geleneksel bir analitik enstitüde eğitim almış bir psikanalist olarak yetişen Rick, psikodinamik terapinin genel psikiyatri eğitimi bağlamında asistanlara öğretilmesini hem zorlu hem de tatmin edici bir görev olarak buldu. Psikanalitik çalışmaları ve uzun yıllara dayanan psikiyatri pratiğinden edindiği bilgi ve deneyimi, biyolojik psikiyatri ile psikoterapi arasındaki sert tartışmaların ardından yetişen yeni nesil asistanlar için anlamlı ve ilgili hale getirebildiğini hissetti. Şimdi kıdemli bir eğitmen ve klinisyen olarak Rick, psikodinamik klinisyenlerin, eğitimcilerin ve hastaların yeni nesline kendini adamış olup, psikodinamik bilgi, tutum ve teknikleri aktarmaya kararlıdır.
Jacques Barber, Long Island, New York’taki Adelphi Üniversitesi Gordon F. Derner Psikoloji Fakültesi’nde profesör ve dekandır. Ayrıca New York Üniversitesi’nde psikiyatri yardımcı profesörü ve Pennsylvania Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü ile Lisansüstü Psikoloji Grubu’nda emeritus profesör olarak görev yapmaktadır. National Institute of Mental Health (NIMH) tarafından finanse edilen çalışmalar kapsamında, dinamik terapi ile antidepresanların karşılaştırıldığı randomize klinik deneyler, panik bozukluk için psikodinamik terapi ile bilişsel-davranışçı terapinin karşılaştırıldığı araştırmalar ve National Institute on Drug Abuse tarafından desteklenen, psikoterapi yöntemleri ile madde bağımlılığı danışmanlığının kokain bağımlılığı üzerindeki etkilerini inceleyen bir çalışma yürütmüştür. Jacques, psikoterapi literatüründeki kavramsal ilerlemelere dayanan yeni bir psikodinamik model tasarlamayı hedeflemekte ve bu modeli en sağlam teoriler ve güncel ampirik verilerle güncellemek istemektedir. Aynı zamanda, psikodinamik terapi alanında çalışan yeni nesil araştırmacıları teşvik etmeyi ve onlara mentorluk yapmayı amaçlamaktadır.
Bu kitabın ilk baskısının ortaya çıkışı, Pennsylvania Üniversitesi kampüsünde yapılan bir yürüyüş sırasında gerçekleşti. Rick Summers, Psychiatry Grand Rounds’a giderken arkadaşı Jacques Barber’a, psikodinamik terapi üzerine bir asistanlık semineri için uygun okumalar bulmanın ne kadar zor olduğunu dile getirdi -mevcut literatür ya çok karmaşık, derinlemesine psikanalitik ve zorlayıcıydı ya da fazlasıyla basit ve ilham verici olmaktan uzaktı. Jacques ise kendine özgü netlik ve kısalığıyla yanıt verdi: “Öyleyse kendi kitabımızı yazalım.”
İkinci baskının fikri, ilk baskının yayımlanmasından birkaç yıl sonra filizlendi. Summers ve Barber, 2011 yılında Tel Aviv’de bir günlük atölye çalışmasını tamamladıklarında, o dönemde genç bir klinik psikolog olan Sigal Zilcha-Mano, büyük bir heyecanla yanımıza geldi ve son derece keskin sorular sordu. Bugün Sigal, Hayfa Üniversitesi’nde profesör ve Psikoterapi Araştırma Laboratuvarı’nın başkanıdır. Yıllar içinde çeşitli terapötik yaklaşımlarda eğitim almış olmasına rağmen, psikodinamik anlayışın derin içgörülerine ve bunların klinik pratiği ile araştırmalarına yaptığı katkılara her zaman hayranlık duymuştur. Jacques’ın mentörlüğünde yürüttüğü doktora sonrası çalışmalar sırasında psikoterapi araştırmalarının zenginliği ve klinik pratiğe nasıl katkı sağlayabileceği konusunda geniş bir bakış açısı kazanmıştır. Sigal, ulusal ve uluslararası fonlarla desteklenen birçok klinik deney yürütmüş, terapötik değişim mekanizmalarını inceleyen araştırmalar yapmış ve bu süreçte sayısız makale yayımlamıştır. Alanına yaptığı katkılar nedeniyle birçok ulusal ve uluslararası ödüle layık görülmüştür. Özellikle psikodinamik düşüncenin karmaşık yapısını daha anlaşılır ve deneyime dayalı hale getirmek konusunda büyük bir heyecan duymaktadır.
Psychodynamic Therapy kitabının ikinci baskısını yazma fırsatı doğduğunda, kendimize şu soruları sorduk: Yeni olan nedir, kalıcı olan nedir ve hangi konular yeni bir şekilde ele alınmalıdır? Düşünceyi genişletmek ve derinleştirmek için Summers ve Barber’a Zilcha-Mano da eklendi. Erken dönem tartışmalarımızda, dünyanın değiştiğini, bakış açılarımızın evrildiğini ve psikodinamik terapiye dair kanıt temelinin, ilk baskının yazıldığı zamana kıyasla çok daha sağlam, çeşitli ve kapsamlı hale geldiğini fark ettik.
Peki, bu kitabı yazmaktaki amacımız nedir? Amacımız, genel psikodinamik bilgi ve tekniklere dayanan, jargon içermeyen ve bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanmış kişiselleştirilmiş bir psikodinamik terapi anlayışını teşvik etmektir. Kişiselleştirilmiş psikoterapi [personalized psychotherapy], psikodinamik terapinin derinlemesine incelenmesini gerektirir; bu bağlamda, her bireysel hasta için terapötik stratejiye dayalı olarak tekniğin nasıl özelleştirilebileceğini tartışıyoruz. Bu strateji, hastanın temel psikodinamik probleminin yanı sıra güçlü ve zayıf yönlerinin değerlendirilmesine dayanır. Pandemi öncesinde nadiren kullanılan bir yöntem olan telepsikoterapi [telepsychotherapy], pandemi sürecinde yaygınlaşmış ve günümüzde hem hastalar hem de terapistler tarafından sıkça tercih edilen bir yöntem haline gelmiştir. Psikoterapi süreci üzerine yapılan yeni araştırmalar, klinisyenler için yeni içgörüler ve teknikler ortaya koymaktadır. Sağlık ve ruh sağlığının toplumsal belirleyicilerinin kabul edilmesi, psikodinamik modelde sosyal faktörlerin intrapsişik/içruhsal [intrapsychic] faktörlerle karşılaştırıldığında öneminin yeniden ayarlanmasını gerektirir. Olumsuz çocukluk deneyimleri, ilerleyen yaşlarda depresyon, alkol kullanımı ve travma sonrası stres bozukluğu ile güçlü bir şekilde ilişkilidir (Chang, Jiang, Mkandarwire ve Shen, 2019). Bu olumsuz deneyimler, ırkçılık [racism] , yoksulluk [poverty] , cinsiyetçilik [sexism], göç [immigration] ve farklı baskı biçimleriyle birleştiğinde, kimlik [identity], bağlanma [attachment] ve savunmalar [defence] üzerinde derin içselleştirici etkiler yaratmaktadır.
Bu kitapta, geniş bir yaş, cinsiyet, ırk, kültür ve cinsel yönelim yelpazesine sahip, tedavi gören 40’tan fazla klinik örnek kullanıyoruz ve bunların bir kısmı yeni vakalardan oluşmaktadır. Vakaları detaylı bir şekilde tanımlıyoruz, ancak her vakada her sosyal özelliği belirtmiyoruz, çünkü bazı durumlarda bu gereksiz görünebilir. Belirli vakalar dışında, tüm hastalar için en basit ve kapsayıcı kullanım olduğundan dolayı they ve them zamirlerini kullanıyoruz. Birçok vaka, hastaların nezaketle izin vermesiyle yer almakta, ancak birçoğu da bireylerin mahremiyetini koruyarak gerçekçi bir anlatım sunmak amacıyla oluşturulmuş bileşik vakalardır. Bu baskıya İsrailli hastaları ve terapistleri dahil etmekten memnuniyet duyuyoruz. Daha kapsamlı vakalara dayanan hastalar, metni inceleyerek geri bildirim ve önerilerde bulunmuş, böylece kendi deneyimlerini daha iyi ifade etmemize yardımcı olmuşlardır. Psikoterapi, hem hasta hem de terapist için kişisel bir deneyimdir. Bu nedenle, çoğu örneği birinci tekil şahıs ağzından anlatmayı tercih ettik, böylece terapistin düşünce ve duygularını da sürece dahil edebildik. Bu anlatımlarda, anlatıcı bizden biri veya öğrencilerimizden biri olabilir.
Kitabın ilk baskısı, birçok psikiyatri asistanlık programında, psikoloji lisansüstü programlarında ve sosyal hizmet programlarında kullanılmış olup, Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa, Afrika, Avustralya, Çin ve Orta Doğu’da gerçekleştirilen birçok sunumun temelini oluşturmuştur. Dinleyiciler ve öğrenciler özellikle temel psikodinamik problem [core psychodynamic problem] kavramının keşifsel/höristik [heuristic] değerine, psikodinamik formülasyonun yararına ve değişimi teşvik eden tekniklere güçlü bir şekilde yanıt vermiştir. Bu kitapta, bu kavramlara daha fazla vurgu yaparak, psikoterapötik değişimi açıklayan genişletilmiş ve ampirik olarak türetilmiş bir modeli ele aldık.
Kitap boyunca okuyucuya, özellikle klinik örnekler üzerine, çeşitli sorular yöneltiyoruz çünkü terapist olmak, meraklı olmak ve birlikte öğrenmek anlamına gelir. Bu yaklaşımın, kitabı daha keyifli, anlamlı ve faydalı bulmanıza yardımcı olmasını umuyoruz. Bizimle iletişime geçmekten çekinmeyin; e-posta adreslerimiz çevrimiçi olarak kolayca bulunabilir.