Kompleks [complex], genellikle erken çocuklukta ortaya çıkan, bilinçdışı, organize olmuş düşünceler, imgeler ve çağrışımlar grubudur. Bu yapılar, yoğun duygusal yük taşır ve bilinçli tutum ve davranışları yapılandırıcı bir etki altına alır. Kompleks kavramı, psikanalizde (Oidipus kompleksi [oedipus complex] ve kastrasyon kompleksi [castration complex] ifadeleri hariç) çok kesin ya da sürekli bir kullanım alanına sahip olmamasına rağmen, popüler kültürde psikanalitik bilgiye dayalı argo ifadeler içinde, psikopatolojinin belirli türden “komplekslerden” kaynaklandığı fikrini ima ederek varlığını sürdürmüştür. Bilinçdışında organize olmuş fikir ve duygulanımlar grubunu ve bunların zihinsel yaşam üzerinde kalıcı ve yapılandırıcı etkisini ifade etmesi bakımından kompleks, çok daha yaygın biçimde kullanılan fantezi [fantasy] kavramıyla ilişkilidir. Gerçekten de kompleks, birbiriyle bağlantılı fantezilerin oluşturduğu bir kümedir.
Kompleks kelimesi, psikanalitik bağlamda ilk kez Breuer ve Freud’un “Histeri Üzerine Çalışmalar [Studies on Hysteria]”, 1893/1895) adlı eserinde, histerik hastalarda görülen, “o anda mevcut ve etkin, ancak yine de bilinçdışı” olan ve pek çok semptom ile davranıştan sorumlu tutulan fikir gruplarını tanımlamak amacıyla kullanılmıştır. Ancak daha sonra Freud (1906), bu terimi Zürih psikiyatri okuluna, özellikle Bleuler ve Jung’un 1900’lerin başında gerçekleştirdikleri, “uyarıcı kelime”nin [stimulus-word] çağrışımları tetiklemek için kullanıldığı kelime-çağrışım [word-association] deneylerine atfetmiştir. Jung (1906), güvenilir ve yinelenebilir çağrışım zincirlerinin, bilinçdışında organize olmuş fikir ve duygulanım gruplarının kanıtı olduğunu öne sürmüş ve bunlara “kompleksler” adını vermiştir. Jung, kompleksi analitik psikoloji [analytical psychology] ekolünün temel kavramlarından biri olarak görmüş ve kompleksleri “bilinçdışı ruhsallığın yaşayan birimleri… bilinçdışına giden kral yolu (via regia)… düşlerin ve semptomların mimarı” olarak tanımlamıştır. Gerçekten de kompleks teorisi, Jung’un analitik psikolojisinin merkezinde yer alır. Jung’a göre kompleksler, bilinçli ve bilinçdışı psişik içeriklerin dinamik organizasyonlarıdır ve ortak bir duygusal tema etrafında kümelenmiş imgeler, fikirler ve örüntülerle temsil edilirler. Kompleksler, durumlar, anılar veya duygular tarafından tetiklendiğinde “takımyıldızı gibi kümelenir” [constellated], yani organize olup aktif hale gelirler ve böylece davranış ve duygulanıma katkıda bulunurlar (Jung, 1921/1957).
Freud’un kompleks terimiyle ilgili görüşleri, Jung ile ilişkisinin genel seyrini izlemiştir. 1910 yılında Freud (1910c), bu kavramı “Jung’un vazgeçilmez hale getirdiği bir kelime” olarak tanımlamıştır. Ancak 1914 yılında, Jung ile yollarını ayırmasının ardından Freud (1914d), bu terimi küçümseyerek, “psikanalizin kendi ihtiyaçları için ortaya koyduğu diğer terimlerden hiçbiri [[n]one], bu denli geniş bir popülerliğe ulaşmamış ya da daha açık kavramların oluşturulmasına zarar verecek şekilde yanlış kullanılmamıştır” diye şikâyet etmiştir.
Kaynak:
American Psychoanalytic Association. (2012). Complex. İçinde Psychoanalytic terms and consepts (4. baskı, s. 39).
Bir yanıt yazın