Ön görüşme ve randevu için:

Kişilik bozuklukları nelerdir?

Yazar:

Kategori:

DSM-V’te yer alan kişilik bozuklukları şunlardır:

  1. Paranoid kişilik bozukluğu
  2. Şizoid kişilik bozukluğu
  3. Şizotipal kişilik bozukluğu
  4. Borderline kişilik bozukluğu
  5. Antisosyal kişilik bozukluğu
  6. Histriyonik kişilik ozukluğu
  7. Narsisistik kişilik bozukluğu
  8. Çekingen kişilik bozukluğu
  9. Bağımlı kişilik bozukluğu
  10. Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu

Psikolojide bir kavram olarak yer edinen kişilik, Türk Dil Kurumu Sözlüğünde şu karşılıkları buluyor:

  1. Bir kimseye özgü belirgin özellik, manevi ve ruhsal niteliklerinin bütünü, şahsiyet
  2. İnsanlara yakışacak durum ve davranış
  3. Bireyin toplumsal hayatı içinde edindiği alışkanlıkların ve davranışların bütünü
  4. Herhangi bir kişi için, herhangi bir kişiye yetecek miktarda olan
  5. Herhangi bir sayıda kişiden oluşan
  6. Yabanlık

Sözlük tanımlarında da dikkatinizi çekebileceği gibi, kişilik açısından önemli olan bazı noktalar şunlardır: “kişiye özgülük”, “manevilik ve ruhsallık”, “bütünlük”, “alışkanlık ve davranış bütünlüğü”

Psikolojik bir kavram olarak kişilik (personality), pek çok kuramcıya göre farklı şekilde tanımlanabilmektedir. Mizaç karakter ve kişilik kavramlarının ayrıntılarını başka bir yazıda ele almayı düşündüğüm için, burada yaygın kabul gören bir kişilik tanımını paylaşmak istiyorum:

Davranışsal ve psikolojik özelliklerin doğuştan gelen ve sonradan kazanılan belirleyicilerinin ortak oluşturduğu yapı.

Kişilik bozukluğu nedir?

Kişilik bozukluğunun tanımını yapmak çok kolay değildir. Söz konusu zorluğa paralel olarak da, tanı sorununun en çok yaşandığı alanlardan birini kişilik bozukluğu oluşturmaktadır. Bu zorluğun en önemli sebeplerinden biri, kişilik bozukluğundaki özelliklerin “normal” kişilik özellikleri arasında da yer alabilecek olmasıdır.

Kişilik özelliklerinin çok katı, kişinin toplumsal ve sosyal uyumunu bozucu düzeyde olması ve öznel bir sıkıntı yaratması durumunda kişilik bozukluğundan bahsedilebilir.

Kişilik bozukluğu, Anormal Psikoloji (Nobel Yayınları) kitabında, “sosyal ve mesleki işlevselliği zedeleyen, uzun süreli, esnek olmayan ve uyumsuz kişilik özelliklerini içeren bir grup bozukluk” olarak tanımlanır.

Kişilik bozuklukları, kişinin kendisine, ailesine veya topluma sıkıntı yaratma potansiyeline sahip oldukları son derece önemsenmelidirler.

Bir tanı ölçütleri başvuru el kitabı olan DSM-V (Amerikan Psikiyatri Birliği, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı, Beşinci Baskı), Kişilik Bozukluğu tanısı konabilmesi için aşağıdaki maddeleri şart koşmaktadır:

A. Kişinin içinde yaşadığı kültürün beklentilerinden belirgin olarak sapan, süregiden bir içsel yaşantı ve davranış örüntüsü. Bu örüntü, aşağıdakilerden iki (ya da daha çok) alanda kendini gösterir:

1. Biliş (kendini, diğer insanları ve olayları algılama ve yorumlama yolları)

2. Duygulanım (duygusal tepkilerin aralığı, yoğunluğu, değişkenliği ve uygunluğu)

3. Kişilerarası işlevsellik

4. Dürtü denetimi

B. Süregiden, esneklikten yoksun bu örüntü, çok değişik kişisel ve toplumsal durumları kapsar.

C. Süregiden bu örüntü, klinik açıdan belirgin sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye yol açar.

D. Süregiden bu örüntü kalıcı ve uzun sürelidir. Ve başlangıcı en azından ergenlik ya da erişkinlik dönemine uzanır.

E. Süregiden bu örüntü, başka bir ruhsal bozukluğun bir görünümü ya da olarak ya da başka bir ruhsal bozukluğun bir sonucu olarak daha iyi açıklanamaz.

F. Süregiden bu örüntü, bir maddenin (örn. kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç) ya da başka bir sağlık durumunun (örn. başı çarpma) fizyolojiyle ilgili etkilerine bağlanamaz.

Yukarıdaki maddelerden hareketle, bir kişilik bozukluğundan bahsedilebilmesi için gerekli olan en önemli nokta şudur: Kişinin işlevselliğinde belirgin bir bozulmanın olması. Kişinin toplumsal uyumunda, düzenli iş tutabilmesinde, ilişkilerinde süreklilik sağlayabilmesinde önemli bozulmaların uzun süre bulunması durumunda bir kişilik bozukluğundan bahsedilebilir.

Kişilik bozukluklarının özellikleri nelerdir?

Her kişilik bozukluğunun  kendine has özellikleri söz konusudur. Ancak, tüm kişilik bozuklukları için geçerli olabilecek ortak özelliklerden de bahsedilebilir. Psikiyatri literatüründe bu özellikler şöyle sıralanmıştır:

  • Kişilik bozukluğunda geçerli olan davranış örüntüleri, genelde esneklik göstermeden sürdürülür. Mesela kişi, kendisine sorun oluşturan davranışlarından vazgeçmez, her şeye rağmen onları tekrar eder.
  • Söz konusu davranışların, toplumun kabul ettiği ölçülerin dışında olması.
  • Kişilik bozukluğunda görülen davranışlar, çocukluktan veya ilk ergenlik döneminden beri devam eder.
  • Kişilerin davranışlarını benliğe-uyumlu (ego-syntonic) görmesi. Yani kişinini davranışlarını “normal” kabul etmesi ve değiştirmemesi. Bazen de, davranışlar benliğe-yabancı (ego-dystonic) olur. Yani kişi davranışlarını kendi ile uyumlu görmez fakat değiştiremez de.
  • Kişilik bozuklukları genelde çevre ile sürtüşmeye yol açar. Kişi kendisini değil de çevreyi değiştirmeye, çevreyi kendine uydurmaya çalışır.
  • Kişinin bilişsel yetilerinde (kendini, diğer insanları ve olayları algılama ve yorumlama yollarında), duygulanımında (duygusal tepkilerin aralığı, yoğunluğu, değişkenliği ve uygunluğunda) ve düşünce yapısında belirgin bozuklukların olması.

Bunların dışındaki en önemli noktalardan biri de, kişide kişilik bozukluğu dışında, depresyon, panik bozukluğu gibi başka bozuklukların da bulunabilmesidir.

DSM-V’te yer alan kişilik bozuklukları nelerdir?

DSM-V’te kişilik bozuklukları, ortak özelliklerine göre, kümeler halinde sınıflandırılmıştır. Şimdi bu bozuklukları ve temel özelliklerini çok kısaca belirtelim:

A kümesi kişilik bozuklukları nelerdir?

Bu kümedeki bozukluklar tuhaf, sıra dışı, eksantrik davranışlarla varlıklarını belli ederler.

1. Paranoid kişilik bozukluğu

Başkalarına karşı kuşkuculuk ve güvensizlik bu kişilik bozukluğunun temel özelliğidir.

Paranoid kişilik bozukluğuna sahip insanlar, etrafındaki insanların kendilerine kötülük yapacağına inanırlar. Bu inanç onların sürekli korkulu yaşamalarına yol açar. Korkuları dolayısıyla da,

Paranoid kişilik bozukluğunun toplumda genel görülme sıklığı (prevalansı) %0,5 ile %2,5 arasındadır. Psikiyatrik yardım alanlar arasındaki  oranı ise, araştırmalara göre %2 ile %10 arasında değişmektedir.

Paranoid kişilik bozukluğunun DSM-V’e göre tanı kriterleri şunlardır.

  1. Yeterli temel (delil) olmadan, diğerleri tarafından istismar edilmekten,  aldatılmaktan veya zarara uğramaktan şüphelenmek.
  2. Arkadaşlar veya işyerindeki meslektaşların sadakati ve güvenilirliği hakkında haksız şüphelere sahip olmak.
  3. Söylediklerinin, kendine karşı kötü amaçla kullanılacağıyla ilgili yersiz korku içinde bulunmak; dolayısıyla da diğerlerine güvenmemek.
  4. İyi niyetli sözler ya da olaylardan aşağılandığı ya da tehdit edildiği anlamlarını çıkarmak.
  5. Sürekli kin beslemek, hakaret, haksızlık veya görmezlikten gelinmeyi kabul edememek.
  6. Başkaları tarafından anlaşılır olmayan şekilde, karakterine ya da itibarına saldırıldığını düşünüp öfkeyle ani tepki vermek.
  7. Nedensiz bir şekilde eş veya partnerlerin bağlılığından sürekli olarak kuşku duymak.

2. Şizoid  kişilik bozukluğu

Şizoid kişilik bozukluğunun temel özellikleri, toplumsal ilişkilerden kopma, insani yakınlıktan kaçınma ve duygularını sınırlı şekilde gösterme olarak kabul edilmektedir.

Şizoid kişilik bozukluğunun DSM-V’e göre kriterleri şunlardır:

  1. Bir aile parçası olmak ya da yakın ilişkilere girmek gibi arzuların olmaması (veya çok çok az olması).
  2. Neredeyse her zaman bir tek faaliyette bulunmayı tercih etmek.
  3. Bir başkasıyla cinsel deneyim yaşamaya karşı ciddi düzeyde ilgisizlik.
  4. Söz konusu bir etkinlikten çok az düzeyde keyf almak veya hiç keyf almamak.
  5. Arkadaş ve sıkıntıların paylaşılabildiği bir yakının olmaması. Akrabalar dışında yakın çevredeki kişi sayısının çok az olması.
  6. Kendi ile ilgili, başka insanların  düşüncelerine karşı tepkisizlik.
  7. Duygusallıktan yoksun, uzak ve yüzeysel sevgi gösterme eğilimleri.

3. Şizotipal  kişilik bozukluğu

Şizotipal kişilik bozukluklarında, kişilerin yakın ilişkilerde birden bire huzursuz hissetmeleri, yakın ilişkilerden kaçınma ve sosyal ilişkilerde yetersizlik söz konusudur. Şizotipal kişiler ayrıca, çarpık düşünce yapılarına sahip olurlar ve norm dışı davranışlar sergilerler. 

Şizotipal kişilik bozukluğunun tanı kriterleri şöyledir: 

  1. Referans fikirlerin olması.
  2. Davranışları etkileyen ve alt kültür normlarıyla zıtlık taşıyan, tuhaf inanışlar ya da büyülü düşüncelerin (durugörü, telepati ya da altıncı his; çocuk ve ergenlerde fantezi ve tuhaf düşünceler gibi) varlığı.
  3. Bedensel illüzyonları da kapsayan olağan dışı algısal deneyimlerin varlığı.
  4. Tuhaf düşünce tarzına ve konuşma şekline sahip olmak.
  5. Paranoid düşünceler veya şüphecilik.
  6. Sakıncalı veya kısıtlı duygulanımlar.
  7. Normların dışında ve özgül davranışlar sergileme eğilimini.
  8. Arkadaşın ve sıkıntıların paylaşıldığı bir yakının olmaması. Akrabalar dışında, yakın çevredeki kişi sayısının çok az olması.
  9. Ciddi düzeyde sosyal kaygı ve işlevselliği etkileyebilecek düzeyde paranoya içeren korkulara sahip olmak.

B kümesi kişilik bozuklukları nelerdir?

Bu kümenin en önemli özellikleri dramatik, duygusal ve değişken davranışlardır.

4. Borderline  kişilik bozukluğu

Borderline kişilik bozukluğunun temel özellikleri, benlik algısında, duygulanımda ve kişilerarası ilişkilerde tutarsızlık, ve dürtüleri kontrol etmede zorluk yaşanmasıdır.

DSM-V açısından borderline kişilik özellikleri şunlardır:

  1. Gerçek ya da hayali bir terk edilmenin önüne geçmek için çok büyük bir çaba sergilemek.
  2. Karşısındakini değerlendirirken, idealleştirme ve değersizleştirme uçları arasında gidip gelmek. Gergin ve istikrarsız kişilerarası ilişkilere sahip olmak.
  3. Kimlik bozukluğu; belirgin ve sürekli bir biçimde tutarsız bir kendilik algısının olması.
  4. Kişinin, kendisi için potansiyel zarar taşıyan en az iki alanda dürtüsellik (para harcama, cinsellik, madde kötüye kullanımı, dikkatsizce ve tehlikeli bir şekilde araba kullanmak, aşırı yeme vb.) göstermek.
  5. Tekrarlayan intihar girişimlerinin, tehdit ya da kendini yaralama davranışlarının olması.
  6. Ruh halinde belirgin bir tepkiselliğin oluşturduğu duygulanımda istikrarsızlık.
  7. Kendini sürekli olarak boşlukta hissetmek.
  8. Uygunsuz, yoğun öfkeye kapılmak; ya da öfkeyi denetleme güçlüğü yaşamak.
  9. Stresle ilişkili, gelip geçici paranoid düşünce ya da ağır disosiyatif belirtilerin olması.

5. Antisosyal  kişilik bozukluğu

Antisosyal kişilik bozukluğunun temel özellikleri, ergenlikten itibaren devam eden bir biçimde, başkalarının haklarını saymama ve başkalarının haklarına tecavüz etme davranışlarıdır.

Toplumda görülme oranı erkeklerde %3, kadınlarda %1 civarındadır.

Antisosyal kişilik bozukluğu özellikleri DSM-V açısından aşağıdaki gibidir:

  1. Yasalara uymamak ve sosyal normlara saygı duymamak. Başını hukuki açıdan belaya sokabilecek tutumlar sergilemek.
  2. Sürekli yalan söyleme, takma ad kullanma veya kişisel çıkarı, zevki için başkalarını aldatma gibi bazı dürüst olmayan davranışlar sergilemek.
  3. Dürtüsel davranmak. Önceden planlama becerisinden yoksun olmak.
  4. Sürekli fiziksel saldırı ve kavgalar şeklinde kendini gösteren, sinirlilik ve saldırganlık haline sahip olmak.
  5. Kendisinin ya da başkalarının güvenliği hususunda kayıtsız davranmak.
  6. Tutarlı çalışma davranışı gösterememek ya da mali yükümlülüklerini yerine getirmeme gibi tekrar eden bir sorumsuzluk davranışları sergilemek.
  7. Başkasına zarar verme, kötü davranma ya da çalma gibi davranışlara karşı umursamazlık ya da kendince mantıklı açıklamalar getirme ile belirli olmak üzere, vicdan azabı çekmemek.

6. Histrionik (histriyonik)  kişilik bozukluğu

Aşırı duygusallık ve ilgi çekme arayışı histrionik kişilik bozukluğunun temel belirtileridir.  Bu bozukluğun genel olarak yaygınlığı %2-%3 arasındadır. Psikiyatrik yardım alanlarda ise bu yaygınlık,  %10 ile %15 arasında değişmektedir.

DSM-V tanı kriterlerine göre, histrionik kişilik bozukluğu özellikleri şöyledir:

  1. İlgilenilen kişi olunmadığı durumlardan aşırı rahatsızlık duymak.
  2. Kişilerin ilgisini çekmek amacıyla sergilenen davranışlar çoğunlukla, uygun olmayan cinsellik barındıran ikna edici davranışları ve eğilimler içerir.
  3. Duyguların çabuk değişmesi ve durumla yeterince ilgili olmaması.
  4. Başkalarının ilgisini çekebilmek için dış görünüşe aşırı önem vermek.
  5. Başkalarının ilgisini çekmek ve başkalarını etkilemek için yüzeysel bir iletişim biçimini tercih etmek.
  6. İçinde bulunulan durumu dramatik bir biçimde yansıtmak.
  7. Başka olaylardan, kişilerden ve söylemlerden fazlasıyla etkilenmek.
  8. Yakın ilişkiler konusunda, daha yakın olunması gerektiğini düşünmek.

7. Narsisistik kişilik bozukluğu

Narsisistik kişilik bozukluğunun temel göstergeleri, büyüklenme, beğenilme ihtiyacı ve eşduyum (empati) eksikliği olarak kabul edilir. Bu kişilik bozukluğunun görülme sıklığı % 2-6 arasındadır.

Narsisistik kişilik bozukluğunun genel özellikleri şunlardır:

  1. Kendinin çok önemli olduğu duygusunu taşımak (başarılarını ve yeteneklerini aşırı derecede büyütmek, üstün biri olarak tanınmayı beklemek).
  2. Sınırsız başarı, güç, zekâ, güzellik ya da ideal sevgi fantezileri üzerine düşüncelere sahip olmak.
  3. Özel ve eşi bulunmaz biri olduğuna, ve sadece başka özel ya da sosyal statüsü üstün kişilerin (ya da kurumların) kendini anlayabileceğine inanmak.
  4. Aşırı hayranlık beklemek.
  5. Özel bir “hak ediş” duygusunun olması; yani, kendine özel bir tedavi biçiminin uygulanacağı gibi akılcı olmayan beklentilere sahip olmak; veya bu beklentilere uygun hareket etmek.
  6. Kişilerarası ilişkileri kendi çıkarları için kullanmak. Kendi beklentilerini karşılamak için başkalarını kullanmak.
  7. Empati eksikliğinin olması. Başkalarının duygularını ve ihtiyaçlarını önemsememek.
  8. Çoğunlukla başkalarını kıskanmak ve başkalarının da kendisini kıskandığını sanmak.
  9. Küstahlık. Kendini beğenmiş tutum ve davranışlara sahip olmak.

C Kümesi kişilik bozuklukları nelerdir?

Kaygılı ve korkulu davranışlar bu kümenin en temel özellikleridir.

8. Çekingen kişilik bozukluğu

Çekingen kişilik bozukluğunun temel özellikleri, kişinin kendi ile ilgili değersizlik ve yetersizlik hissetmesi, ve toplum içinde çekingenlik yaşaması olarak gösterilebilir. Bu bozukluğun toplumdaki genel yaygınlığı %0,5 ile %1  arasında değişmektedir. Klinik düzeyde prevalansı ise %10 civarındadır.

DSM-V tanı kriterlerine göre çekingen kişilik bozukluğu şu belirtileri taşır:

  1. Eleştiri, dışlanma ve beğenilmeme korkusu dolayısıyla,  kişilerarası ve mesleki aktivitelerden kaçınmak.
  2. Beğenilme duygusundan emin olunmadığı sürece insanlarla ilişkiye girme konusunda kendini hazır hissedememek.
  3. Aşağılanma ya da gülünç duruma düşme korkusundan dolayı yakın ilişkilerde tutukluk yaşamak.
  4. Sosyal durumlarda eleştirilme ya da kabul edilmeme kaygısı taşımak.
  5. Kendini uygun görmeme duygusundan dolayı, yeni tanışılan kişilerle aynı ortamda tutukluk yaşamak.
  6. Kendini sosyal yönden yetersiz, çekicilikten yoksun ve başkalarından aşağı görmek.
  7. Sıkıntı duyup mahcup olma ihtimali olan yeni faaliyetlere katılmaktan ya da kişisel risk üstlenmek kaçınmak.

9. Bağımlı kişilik bozukluğu

Bağımlı kişilik bozukluğunun temel belirtileri, kişinin başkalarına bağımlı olması,  ayrılık kaygısına benzer belirtiler göstermesi ve başkalarına karşı yoğun bir muhtaçlık duygusu olarak gösterilebilir. Bağımlı kişilik bozukluğunun, kişilik bozuklukları arasında yaygınlığı fazladır.

DSM-V tanı kriterlerine göre, bağımlı kişilik bozukluğunun özelliklerini şöyle listeleyebiliriz:

  1. Başkalarından tavsiye ve güvence almadıkça günlük kararlarını vermekte zorlanmak.
  2. Yaşamın önemli alanlarının büyük bir kısmında sorumluluk taşımak için başkalarına ihtiyaç duymak.
  3. Destek ve onay görmeme korkusundan dolayı başkalarıyla aynı görüşü paylaşmadığını söylemekte zorluk çekmek.
  4. Doğru yapıp yapmadığına ya da yeteneklerine yönelik korkulardan dolayı, plan yapma ya da kendi kendilerine iş girişiminde bulunmada zorluk yaşamak.
  5. Başkalarının bakım ve desteğini elde etmek için, hoş olmayan şeyleri yapmayı isteyecek kadar, aşırılığa kaçmak.
  6. Kendine bakamayacağına ilişkin aşırı korku nedeniyle, tek başına kaldığında, kendini rahatsız ya da korunmasız hissetmek.
  7. Yakın bir ilişkinin bitiminde, yardım ve destek kaynağı olarak hemen başka bir ilişkiye ihtiyaç hissetmek.
  8. Kendi kendine bakmak zorunda kalmakla ilgili, akıl dışı bir kaygı yaşamak.

10. Obsesif kompulsif kişilik bozukluğu (OKKB)

Kontrolü elinde tutma ihtiyacı, obsesif kompulsif kişilik bozukluğunun temel özelliğidir. Bu bozukluğa sahip kişiler başkaları tarafından “kontrol takıntılı” olarak adlandırılırlar. Kişilerin sosyal ilişkilerindeki ve  kişisel yaşantılarındaki düzen takıntıları, bu takıntılarla ilgili katı tutumları kişilerin günlük hayatlarını zorlaştırabilir.

Psikiyatrik destek arayışında olanlar arasında obsesif kompulsif kişilik bozukluğu oranı %3 ile %10 arasında değişmektedir.

DSM-V tanı kriterleri açısından OKKB özellikleri aşağıdaki gibidir:

  1. Yapılan etkinliğin asıl amacını unutturacak derecede ayrıntılar, kurallar, listeler, sıralama, organize etme ya da program yapma ile uğraşıp durmak.
  2. Sahip olunan mükemmeliyetçilik, işlerin tamamlanmasını güçleştirebilir.
  3. Kendini işe-güce çok fazla adamak. Boş zaman etkinliklerinden keyif alamamak. Bu tutum, ekonomik ihtiyaçların giderilmesi için gereken çabadan çok daha ötededir.
  4. Ahlak ve değer alanlarında çok katı tutumlar sergilemek. Aşırı vicdanlı davranmak. Söz konusu alanlarda esneklik gösterememek.
  5. Özel bir değeri olmasa bile yıpranmış ya da değersiz nesneleri elden çıkaramamak.
  6. İşler tamamen istenildiği gibi değilse, görev paylaşımı yapamamak, başkalarıyla birlikte çalışamamak.
  7. Başkaları ve kendilerine karşı harcama hususunda cimrilik göstermek; parayı, gelecekte oluşabilecek felaketler için bir önlem olarak biriktirmek.
  8. Katı ve inatçı bir görünüm sergilemek.

Bu yazıda kısaca, “Kişilik bozukluğu nedir?” ve “Kişilik bozuklukları nelerdir?” sorularının cevaplarını vermeye çalıştım. Yazıdaki her kişilik bozukluğu ile ilgili ayrıntılı makaleler de hazırlamayı planlıyorum.

Yazıyla ilgili düşüncelerinizi yorum kısmında paylaşırsanız memnun olurum. Muhabbetle.

Uyarı: Bu sitedeki içerikler tanı ve tedavi amacıyla kullanılamaz, sadece bilgi edinme amacıyla kullanılabilir.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir