Blog yazarlığı için bir “Merhaba” yazısı

Unutamadığım anılarımdan birinde, bir tanıdığım kendini karşısındakine eğitimci-yazar diye tanıtıyor. Ben şaşakalıyorum ve kendime şunu soruyorum: Bu adam kendine eğitimci-yazar deme cesaretini nereden buluyor? Hafızam beni yanıltmıyorsa, ki bunu çok sık yapar, tanıdığım kişi üniversite mezunu -bile- değildi. Hafızdı ve çocuklara Kur’an okumasını öğretiyordu, eğitimciliği buradan geliyordu. Bir de blogcu.com gibi bir platformda birkaç yazısı vardı. Bu da onu yazar kılıyordu.

Eğitimci-yazarı içimde aşağılamak zorunda hissediyordum, yoksa hissettiğim hasetle başa çıkmam çok daha zor olacaktı. Sahip olduklarına haset etmiyordum kesinlikle çünkü bir şeye sahip olduğunu düşünmüyordum -sahte olduğunu bilsem de, öz güveni hariç. Ondaki cesaret bende de olsaydı ne güzel olurdu.

Şu anda tarih 7 Ağustos 2023 ve saat 01:54. Gecenin bu saatinde, İstanbul’un bu sıcağında eğitimci-yazar anısını bana çağrıştıran ne oldu?

Bir karar aldım: Blog yazarı olacağım. Kararım beni heyecanlandırdığı gibi endişelendiriyor da. Acaba, benim eğitimci-yazar hakkında düşündüklerimi birileri de benim hakkımda düşünür mü? Yanlış anlaşılsın istemem: Ben ona karşı öyle düşündüğüm için birileri de bana karşı öyle düşünür, demiyorum. Bir nedensellik değil söylediğim şey, bir benzerlik sadece.

Şunu söyleyebilirim ki, tanıdığımın kendini karşısındakine eğitimci-yazar olarak sunması ile benim endişemin psikodinamikleri/ruhsal kökenleri benzer olabilir. İkimiz de narsisistik bir utanç ile başa çıkmaya çalışıyoruz muhtemelen: O iyi görünmeye çalışıyor(du), ben ise kötü görünmemeye çalışıyor(d)um. Müsaadenizle, başkalarının gözündeki yerimize dair arzumuzu şimdilik bir kenara bırakalım. Yeri geldiğinde onunla ilgili de bir yazı yazacağım muhtemelen.

Blog benim için ne ifade ediyor?

Blog weblog kelimesinin kısaltılmış halidir. Weblog ise, web (ağ) ve log (günlük) kelimelerinden oluşan birleşik bir kelimedir. Kelime Türkçe’de ağ günlüğü, günce, ağ kütüğü, çevrimiçi günlük, internet güncesi, web günlüğü gibi kavramlarla karşılanmaktadır.

(Blog hakkında ayrıntılı bilgi için şu sayfalara bakabilirsiniz: wikipedia, hosting.com.tr, wix, natro, alastyr. Şayet siz de bir blog açmayı düşünüyorsanız size gönül rahatlığı ile birblog.com‘u önerebilirim. Şirketin sahibi Kerem Bey’e benden bahsederseniz size ciddi bir indirim yapabilir. Merak edenler için, Kerem Bey’le bir reklam anlaşmamızın olmadığını da belirtmek isterim.)

Bazılarının okuma iştahını kaçırabilecek bilgilerden sonra, bloğun [Blogun dememe sebebim için şuraya bakabilirsiniz.] benim için anlamı üzerinde durabilirim.

Blog benim için her şeyden evvel bir yazı yazma alanı demektir -defter gibi. Yazı yazmak istiyorum ve bunun için bir şeye/yere ihtiyacım var. Blog bu ihtiyacımı karşılıyor.

Yazılarımı istediğimde güncelleyebilmek benim için önemlidir. Blog bu ihtiyacımı gideriyor. Söz gelimi Bilinçdışı nedir? başlıklı bir yazı yazdım ve üç ay sonra konuyla ilgili yeni bilgiler edindim. Rahatlıkla, söz konusu yeni bilgileri yazıya ekleyebilir, yazıdaki yanlış bilgileri düzeltebilirim. Dolayısıyla, buradaki yazılar, yazılmış bitmiş olmaktan ziyade yazılmakta olan yazılar olabilir.

Yazılarımı defter veya bilgisayar gibi sadece benim ulaşabileceğim bir yerde tutmak yerine internet ortamında barındırmam bilinir olma ihtimalimi artırabilir.

Yazdıklarım birilerine ulaşsın istiyorum. Aynı örnek üzerinden gidersem, internette bilinçdışı hakkında bir araştırma yapan birisi benim yazıma ulaşabilir; benim de konuyla ilgilendiğimi fark edebilir ve şayet bilinçdışı odaklı bir psikoterapi görmek istiyorsa benimle iletişime geçebilir. Yani blog kendimi ve yaptığım işi birilerine tanıtmama yardımcı olabilir.

Bugüne kadar yazdıklarım ne olacak?

Yolu daha önce bu siteye düşenler biliyor ki, burada pek çok yazı vardı. Peki onlar ne olacak? Onları, blog yazısı açısından gözden geçirmeyi düşünüyorum. Bu yüzden, bir sonraki yazıyı paylaşana kadar, sitede sadece bu “merhaba” yazısı yer alacak.

Okurdan yani sizden beklentim nedir?

Yazar okurdan beklentiye girer mi? Söz konusu blog ise, neden olmasın!

Bloğun bir özelliği de, görece interaktif bir mecra olmasıdır. Blog, okuyucunun tepkisini dile getirmesini -söz gelimi bir kitap okuruna göre- kolaylaştırır. Bunu yazıların yorum bölümleriyle yapar. Siz de okuduğunuz bu yazıyla ve okuyacağınız diğer yazılarla ilgili düşüncelerinizi, yorum bölümlerini kullanarak dile getirebilirsiniz. Aynı şekilde, yazmamı istediğiniz konularla ilgili düşüncelerinizi de e-postama (info@yusufbayalan.com) gönderebilirsiniz. Bunun için size şükran duyarım.

Farkında mısınız, haset ile başlayan yazı şükran ile son buldu! Ne de güzel oldu. Umarım, hayatımızın seyri de böyle olur.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir