Örgütlenme (Organizasyon) Nedir?


Örgütlenme [organization: organizasyon] kavramı, birden çok bilim alanına aittir. Bu kavram, biyolojik söylemde olduğu kadar sosyoloji ya da psikoloji alanlarında da aynı sıklıkta kullanılır. Örgütlenme düşüncesi genellikle gelişim kavramıyla ilişkilidir. Nörobiyoloji bu bağlamda, insanın sinirsel örgütlenmesini, her biri diğerinin içinde bütünleşmiş şekilde en basit yapılardan en karmaşık yapılara doğru tanımlar.

Freud, organizasyon kavramını kullanmış ve bunu libidonun gelişimiyle ilişkilendirmiştir. Ona göre, insanın cinsel yaşamı tek bir evrede değil, ardışık evreler ya da örgütlenmeler dizisi boyunca aşamalı olarak gelişir. Psikanalize Giriş Dersleri’nin 21. Dersinde (1916–17a [1915–17]) şöyle yazar: “Normal cinsellik, daha önceden var olan bir şeyden ortaya çıkmıştır; bu da, o malzemenin bazı özelliklerinin işe yaramaz olarak ayıklanması ve geri kalanının yeni bir amaca -üreme amacına- bağlı kılınmak üzere bir araya getirilmesiyle gerçekleşmiştir” (s. 322). Başlangıçta infantil cinsellik [infantile sexuality], göreli bir anarşi ile ve gerçek bir organizasyonun yokluğuyla karakterizedir; her bir bileşen dürtü [component instinct], diğerlerinden bağımsız olarak tatmin arayışına girer. Cinsel organizasyonun özellikleri zamanla biçim kazanır ve bu durum, gelişim süreci içinde yerini nispeten durağan bir libidinal yapıya bırakır; bu yapı da gelişimin ilerleyen aşamalarında, normal erişkin cinselliği olarak adlandırdığımız yapıyla yer değiştirir. Cinsel organizasyonun özellikleri zamanla biçim kazanır ve bu durum, gelişim süreci içinde yerini nispeten durağan bir libidinal yapıya bırakır; bu yapı da gelişim süreci boyunca, normal erişkin cinselliği olarak adlandırdığımız yapıyla yer değiştirir. Özellikle Cinsellik Kuramı Üzerine Üç Deneme‘de (1905d), Obsesyonel Nevroz Eğilimi‘nde (1913i) ve İnfantil Genital Organizasyon‘da (1923e) Freud, pregenital organizasyonları [pregenital organizations] ve erişkin genital organizasyonu [genital organization] tanımlamıştır.

Pregenital organizasyonların ilki, genital eğilimlerin değil, sadistik ve anal eğilimlerin ön plana çıktığı sadistik-anal organizasyon [sadistic-anal organization] aşamasında kalır. Psikopatoloji açısından bakıldığında, obsesyonel nevroz bunun gerileyici bir biçimini temsil eder.

Daha ilkel bir düzeyde ve Abraham’ın çalışmalarını takip ederek, Freud ağzın erojen bir bölge olarak başlıca rol oynadığı başka bir pregenital organizasyonu tanımlamıştır; bu organizasyon psikopatolojik olarak melankoli biçiminde örneklenir. Bu infantil cinsel organizasyonların aksine, genital organizasyon ergenlikten [puberty] sonra kesin olarak oluşması ve tüm bileşen içgüdülerin [component instincts] genital organların önceliğine ve üreme amacına tabi kılınmasıyla karakterize edilir.

Libidinal organizasyonun [libidinal organization] oluşumunda, erojen bölgeden farklı bir başka gelişim çizgisi daha dikkate alınmalıdır: nesne ile kurulan ilişki çizgisi. Freud, gerçekten de, küçük insan varlığını otoerotik bir evreden (ya da organizasyondan) narsisistik bir evreye ve ardından nesne keşfi evresine götüren bu ikinci gelişim çizgisini tanımlamıştır. Modern psikanalitik çalışmalar ise, özellikle sınır (borderline) ve psikosomatik durumları ele alanlar, narsisistik bir organizasyonun varlığını öne sürerken özgül olarak psikozlara atıfta bulunsalar da, birincil narsisizmin ve onun nesne ilişkilerinin oluşumundaki kusurları vurgulayarak bu kavramı daha da zenginleştirmişlerdir. (CLAUDE SMADJA)

Kaynak:

Macmillan Reference USA. (2005). Organization. İçinde International dictionary of psychoanalysis (1. baskı, s. 1208).

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir