Ön görüşme ve randevu için:

Aleksitimi nedir, tedavisi nasıldır?

Yazar:

Kategori:

Aleksitimi (alexithymia), duyguları tanıyamama/tanımlayamama, duygulara sözcük bulamama anlamına gelen bir terimdir. Sözlük tanımı şöyledir:

“Aleksitimi, kişinin kendi duygularını anlatma veya fark etme yetisinden yoksun olması, fantezi yaşamının kısıtlanması ve duygusal yaşamdaki genel bir daralmayla tanımlanan duygusal ve bilişsel bir işleyiş rahatsızlığı. Psikosomatik rahatsızlıklarda, madde bağımlılığında ve travma sonrası stres rahatsızlığında yaygın olarak görülen bir durumdur.”

(Psikoloji Sözlüğü)

Aleksitimi, bağımlılıklarda ve psikosomatik bozukluklarda bulunan genetik bir sorunu mu yoksa bir ego kusurunu mu yoksa ödipal öncesi dönemde oluşan bir uzlaşma oluşumunu mu temsil ettiği tam olarak çözülemeyen bir konudur. Biyolojik yönelimli psikiyatrlar, elbette bunu gerçek bir nörolojik problem olarak görürken, daha psikanalitik yönelimli olanlar bunu ya gelişimsel bir ego kusuru ya da daha iyi prognozlu bir uzlaşma oluşumu olarak görüyorlar. Bazılarının klinik deneyimine göre, ikinci bakış açısı genellikle doğrudur. (A Dictionary for Psychotherapists Dynamic Concepts in Psychotherapy, Richard D. Chessick, M.D.)

İnsanlar olarak, duyguları deneyimleme, ifade etme ve duygularla başa çıkma şeklimiz hayatımızı derinden etkiler. Belli bir noktada hepimiz hayatımızda aşırı üzüntü, korku, stres, sevinç ve aşk gibi duyguları deneyimleriz. Başımıza güzel bir olay geldiğinde, kalbimizde bu durumun verdiği hafifliği ve sevinci hissederiz. Kayıplar ve yenilgiler yaşadığımızda, midemizde kötü bir his oluşur.

Şimdi bunların hiçbirini hissedemediğinizi düşünün. Ya mutlu veya üzgün olduğunuzu anlayamasaydınız? Ya aslında yasta olduğunuzu veya moralinizin bozuk olduğunu kendiniz bile bilemeseydiniz? Bunun ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu hayal edebiliyor musunuz?

Aleksitimiden muzdarip kişiler bu şekilde yaşarlar.

Aleksitimi ile yaşamak

Aleksitimi, Yunanca’dan gelen bir kelimedir ve “duyguların dili olmaması” anlamına gelir. Bu psikoloji terimi, hissetmekte ve duygularını ifade etmekte zorlanan insanları tanımlamak için kullanılır. Aleksitimi, vücudun gönderdiği içsel ve duygusal sinyallerle bağlantı kuramama veya kurmakta güçlük çekme olarak tanımlanır.

Eğer aleksitimiden muzdaripseniz, sadece nasıl hissettiğinizi anlamakta değil; başkalarının nasıl hissettiğini anlamakta da güçlük çekersiniz. Bu durum, jest ve mimikleri anlayamadığınız için sosyal açıdan kaygılı hissetmenize neden olabilir. Sosyal açıdan tuhaf veya espri anlayışından yoksun olduğunuz düşünülebilir. Başkaları bu durumun ne kadar zor olduğunu söyleyerek sizinle empati kurduğunda bile bunu anlayamaz; onlar tarafından ürkütücü bir şekilde acıya dayanıklı biriymiş gibi algılanabilirsiniz. İçten içe çok duygusal ve empatik biri olsanız da, sırf bu durumdan dolayı başkaları sizi yanlış anlayabilir; soğuk, mesafeli ve kibirli biri olduğunuzu düşünebilir. Sonuç olarak, sosyal izolasyon yaşama ve yalnızlık çekme olasılığınız çoğu kişiden fazla olur.

Eğer aleksitimiden muzdaripseniz aşağıdaki günlük zorluklarla karşılaşabilirsiniz:

  • Ne hissettiğiniz hakkında bir fikriniz olmaz. Başkaları nasıl olduğunuzu sorduğunda nasıl cevap vereceğinizi bilemezsiniz. Terapistin ofisinde bile hislerinizle bağlantı kuramazsınız.
  • Çoğu zaman sadece “iyi” veya “kötü”; “mutlu” veya “mutsuz” hissettiğinizi söyleyebilirsiniz ve bunun ötesinde ayrıntı veremezsiniz.
  • Sizi bir hareket yapmaya iten duyguyu veya içgüdüyü açıklamak yerine, kendinizi mantıksal yönden açıklamaya eğilimlisinizdir. Monoton bir şekilde konuşur; anlattıklarınızda bazı insanların takip etmekte zorlandığı, art arda gelen eksiksiz detaylar verirsiniz.
  • Kendi ihtiyaçlarınız ve isteklerinizden kopuksunuzdur. Kendiniz ne hissettiğinizi bilemediğiniz gibi, çevrenizdeki insanlar da bunu anlayamaz; bu durum ilişkisel ve kişiler arası engellere neden olur.
  • Kalp çarpıntısı, nefes almada zorluk, vücut ağrısı ve baş ağrısı gibi neden kaynaklandığını bilmediğiniz ani ve beklenmeyen fiziksel semptomlar gösterebilirsiniz. Aşırı durumlarda, ardında yatan sebepten bağımsız bir şekilde intihar düşüncelerine kapılabilir ve kendine zarar verme davranışları gösterebilirsiniz.
  • Kısıtlı hayal gücüne sahipsinizdir ve hayal dünyası ile ilgili hiçbir şeyden zevk alamazsınız.
  • Ailenize ve yakın arkadaşlarınıza bile duygularınızı gösteremezsiniz; ancak aniden sinir krizleri gibi yıkıcı davranışlar sergileyebilirsiniz.
  • Sebebini bilmeden tüm dürtülerinizi ve motivasyonunuzu kaybedersiniz. Yapmanız gereken işleri geciktirebilir, boş zamanlarda yapılan aktivitelerden pek keyif almazsınız. Sadece günü atlatmak bile zor bir iş hâline gelir.
  • Güçlü bir benlik duygunuz yoktur, kimlik kargaşası yaşarsınız ve gelecekte ne istediğinizi bilemezsiniz.
  • Bazen sanki kendi hayatınızı uzaktan izleyen biriymiş gibi hissedersiniz. Bununla birlikte, sadece hayatınızı boşa harcadığınıza dair derin bir kaygı duyarsınız.
  • Özellikle konu ilişkiler olduğunda kontrolden çıkmaktan hoşlanmazsınız. Birileriyle dostluk veya yakınlık kurmak isteseniz de; yakın ilişkilerden kaçınırsınız.

Aleksitimiden muzdarip olmanın tamamen hissiz olmak anlamına gelmediğini bilmek önemlidir. İçten içe bir şeyler hissediyor olabilirsiniz; ancak bu hislerle bağlantı kurmakta zorlanabilir veya bu hisleri başkalarına ifade edemeyebilirsiniz.

Aleksitimi tanısı

Aleksitimi, tek başına bir ruh hastalığı olarak kabul edilmez. Aleksitimi, psikiyatri ile ilk kez 1976 yılında, Harvard Tıp Fakültesi’nde psikiyatrist ve profesör olan Peter E. Sifneos tarafından tanıştırılmıştır. Ancak bugün bile, altta yatan nedenler ve önerilen terapiler konusunda bilgi eksiklikleri bulunmaktadır.

Aleksitimiyi tanımlamak için Toronto Aleksitimi Ölçeği 20 (TAS-20, Bagby, Parker, Taylor, 1994) gibi birçok psikometrik araç geliştirilmiştir. İlk değerlendirmenizin sonucuna göre, beyindeki insulada bulunan herhangi bir hasarın incelenmesi için MR önerilebilir.

Belirli sosyal demografik faktörlerin kişiyi aleksitimi riskine sokma olasılığı daha yüksektir. Nüfusun %13’ünün aleksitimiden muzdarip olduğu tahmin edilirken; aleksitimi, erkeklerde (%17) kadınlardan (%10) neredeyse iki kat daha yaygın görülmektedir.

Aleksitimi, birincil özellik ve ikincil durum olmak üzere iki şekilde ortaya çıkabilir. Birincil Aleksitimi, bireyin duygularını ifade etme ve empati kurma yeteneğini engelleyen genetik bir bozukluk ile doğması anlamına gelir. Ayrıca; içgüdü, motor yanıtlar ve özellikle yüz, dil ve üst uzuvlarda gerçekleşen somatik duyusal tepkilerden sorumlu olan ön insulanın hasar görmesinden kaynaklanır. Bu beyin hasarı doğuştan olabilir veya sonradan alınan bir hasar sonucunda meydana gelebilir.

“İkincil aleksitimi”, literatürde fiziksel bir rahatsızlığa (Freyberger, 1977) veya olağanüstü bir olaya tepki olarak ortaya çıkan aleksitimi olarak tanımlanır.

Araştırma, aleksitiminin aşağıdaki rahatsızlıklarla bağlantısı olduğunu saptamıştır:

  • Madde Kullanım Bozukluğu
  • Travma Sonrası Stres Bozukluğu
  • Psikosomatik Bozukluklar
  • Kaygı Bozuklukları
  • Depresif Bozukluklar
  • Yeme Bozuklukları
  • Kişilik Bozuklukları
  • Obsesif Kompülsif Bozukluk

Aleksitimi ve otizm

Aleksitimiden muzdarip kişinin başkalarının gösterdiği kafa karışıklığı, tehlike gibi yoğun duyguların farkına varamaması ve duygularını ifade edememesi, çoğunlukla aleksitiminin otizm ile karıştırılmasına neden olur.

Otizmli bireyler, aleksitimi özellikleri göstermeye yatkın olsalar da; iki durum arasındaki ilişki hakkında yapılan araştırma bir sonuca varmamıştır. Aleksitiminin otizm ile birlikte görülebildiği; ancak otizmden kaynaklanmadığı veya tam tersi şekilde otizmin aleksitimi ile birlikte görülebildiği; ancak aleksitimiden kaynaklanmadığı hakkında bir fikir birliği oluşmuştur.

Aleksitimi ve depresyon

Aleksitimiden muzdarip bir kişinin depresyona girme olasılığı iki kat fazladır. Fakat aynı zamanda araştırma, aleksitimi semptomları azaldıkça depresyon semptomlarının da azaldığını göstermektedir. Aleksitiminin bir depresyon sebebi veya sonucu olup olmadığı kesin olarak bilinmemektedir.

Aleksitimi ve travma

Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişilerde aleksitiminin ortaya çıkması daha olasıdır. Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan eski Vietnam askerleri üzerinde yapılan bir araştırma, bu kişilerin yüzde 41’inin aleksitimiden muzdarip olduğunu gösterdi. Benzer bir çalışmada, Aleksitimi üzerine yapılan testte, soykırımdan sağ çıkan ve travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişiler, travma sonrası stres bozukluğu yaşamayan kişilerden daha yüksek puanlar aldı.

Aleksitimi ve nçrolojik hastalıklar

Travmatik beyin hasarı, felç, distoni, Huntington hastalığı, MS, Parkinson hastalığı ve epilepsi gibi nörolojik hastalıkları olan kişilerde aleksitiminin ortaya çıkması daha olasıdır.

Erken çocukluk dönem travması ve aleksitimi

Aleksitimi, büyük olasılıkla genç yaşlarınızdaki duygusal gelişiminizde ortaya çıkan bir bozukluğun sonucudur. Eğer ebeveynlerinizin bir ruh hastalığı varsa, duygusal açıdan olgun olmayan ve soğuk şekilde davrandılarsa; size ihtiyacınız olan şeyi yansıtamamış olabilirler. Duyguları hissetme ve en küçük duygu kırıntısına bile tahammül etmekte zorlandıkları için, kendinizi ifade etmeye çalıştığınız zamanlarda sizi durdurmuş olabilirler. Eğer ebeveynlerinizin duygular hakkında pek bir bilgisi yoksa, duyguları ifade etme konusunda size iyi bir örnek olamayabilirler.

Bazılarımız daha hassas, yoğun hisseden, duygusal kişiler olarak doğarız. Eğer aile üyeleriniz sizinle aynı şekilde hissetmiyorsa, sizi “fazla hassas”, “fazla duygusal” olmanızla veya “her şeye fazla tepki vermenizle” suçlayabilirler. Dolayısıyla, genç yaşınızda duygularınızı dürüst bir şekilde ifade etmenin yetişkinler için uygunsuz bir davranış olduğu mesajını alırsınız. Eğer öfke veya incinme gibi hislerinizi ifade edecek olursanız; aileniz sizi reddetmek, terk etmek veya cezalandırmakla tehdit edebilir. Bazen neşeli olmanız bile cezalandırılabilir ve sevinciniz veya heyecanınıza kimse ortak olmaz.

Bu tür bir ortamda büyüdüğünüzde, hislerinize asla onay verilmez. Sonunda hislerinizi reddetmeyi veya saklamayı öğrenmeniz oldukça doğaldır.

Aleksitimi tedavisi

Aleksitimi tedavisine olan yaklaşım gözden geçirilmelidir. “Boş ekran” yaklaşımı olarak da bilinen psikanaliz gibi geleneksel yaklaşımların aleksitimi için iyi bir yaklaşım olmadığı düşünülmektedir. (Lesser, 1981; Sifneos, 1975; Taylor, 1984) Yine de, aleksitimi genellikle diğer ruh hastalıkları ile birlikte görüldüğü için, bu hastalıkların tedavisi aleksitimi belirtilerinin azalmasına da yardımcı olabilir.

İyileşme yolundaki ilk adım, aleksitimiden muzdarip kişinin hislerini tanımlamaya ve ifade etmeye yönlendirilmesidir. Duygusal farkındalık geliştirmenin yanı sıra, diyalektik davranış terapisi de öz farkındalık ve duygu düzenleme becerilerini geliştirmeye de yardımcı olur. Düşünceler ve duygular arasında bağlantı kurmaya odaklanan zihinselleştirmeye dayalı tedavi de faydalı olabilir. Günlük tutarak, oyunculuk, dans, resim, müzik veya hareket terapisi gibi kendinizi ifade edebileceğiniz kurslara katılarak, duygusal müzikler dinleyerek ve hatta özellikle kişisel hikayeleri konu alan romanları okuyarak kendi kendinize iç farkındalığınızı geliştirebilirsiniz.

Aleksitimi tedavisinde en etkili yöntemlerden biri de güvendiğiniz biri ile terapötik bir ilişki kurmaktır. Eğer aleksitimiden muzdarip olma sebebiniz erken çocukluk travması veya olgun bir ebeveyn uyumunun eksikliğinden kaynaklanıyorsa, bu yaklaşım doğru olacaktır. En iyi durumda, terapistiniz, sakladığınız duygularla temasa geçmek için yeterince güvende hissedeceğiniz bir alan yaratmak üzere sizinle birlikte çalışacaktır. Bu biraz zaman alacaktır; ancak eğer terapistinize yeterince güvenirseniz sakladığınız hisleriniz gittikçe yüzeye çıkmaya başlayacaktır. Bu süreçte, donanımlı bir terapist, ifade edemediğiniz duygularınıza isim koymanız için sizi yönlendirecek ve teşvik edecektir. Siz hazır olmadıkça bu süreçte ilerleme kaydedilemez. Terapistiniz, sınırlarınıza anlayışlı ve yaşadığınız zorluklara karşı sabırlı olmalıdır.

Terapistinizin size sadece duygularınızı ifade etmenin ne anlama geldiğini anlatması değil, aynı zamanda bir ilişkide sahici olmanın nasıl bir şey olduğunu göstererek modelleyebilmesi de önemlidir. Sağlıklı bir ilişkide duygular tek yönlü değildir. Tabii ki sevinç, samimiyet ve sevgi bir ilişkideki temel duygulardır; ancak hayal kırıklığı, öfke ve isteksizlik gibi duyguların da hissedilmesine izin verilmelidir. Eğer terapistiniz duygusal açıdan yeterince donanımlı değilse, “olumsuz” duygularınızı ifade etmenize engel olabilir ve bu duyguları ifade ettiğiniz için sizi cezalandırabilir; böylece ebeveynlerinizin size yaptığının aynısını yapmış olur.

Diğer bir yandan; duygusal patlamalarınızı kontrol altına alabilecek, duygusal açıdan olgun ve anaç bir terapist ile çalışırsanız, kendi hislerinizle ve başkalarının hisleriyle bağlantı kurabilme becerileriniz sonsuza kadar değişebilir. Yeni kazandığınız bu güç ve özgüven, hayatınızın diğer yönlerinde fayda sağlayabilir; yeni ilişkiler ve yakınlıklar kurmanıza, sevdiğinizi ve sevildiğinizi hissetmenize, ve daha canlı hissetmenize neden olur.

Aleksitimi, değiştiremeyeceğiniz bir durum değildir. Aleksitimiden muzdarip kişilerin, bir dış cephenin içinde sıkışıp kalmış aşırı hassas ve empatik ruhları vardır. Eğer kendinize bir şans verir, duygusal duyarlılığınızı ve yoğunluğunuzu geri kazanmak için cesurca yola çıkarsanız, canlı hissetme şansı elinizin altında olacaktır.


Yazar: Imi Lo, duygularını yoğun bir şekilde yaşayan ve oldukça hassas insanlar için danışmanlık yapmaktadır. Emotional Sensitivity and Intensity ve The Gift of Intensity kitaplarının yazarıdır. Imi, dünyanın her yerinden gelen ve duygularını yoğun bir şekilde yaşayan insanlarla çalışan Eggshell Therapy and Coaching’in kurucusudur.

Referanslar

Okuduğunuz metin, şu linkteki metnin çevirisidir: https://www.psychologytoday.com/us/blog/living-emotional-intensity/202102/alexithymia-do-you-know-what-you-feel

Uyarı: Bu sitedeki içerikler tanı ve tedavi amacıyla kullanılamaz, sadece bilgi edinme amacıyla kullanılabilir.


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir